1 Mayıs 2017 Pazartesi

gazetenin toplum hayatındaki yeri ve önemi








Gazetenin toplum hayatındaki yeri ve önemi






Gazetenin toplum hayatımızdaki yeri:

Gazeteler günlük hayatta habe vasıtalrı olarak görünsede sadece bu amaca hizmet etmezler, haberin yanında insanları okumaya olan mesafelerini de kısaltır.Gelişen, ilerleyen ve değişen dünyada cereyan eden hadiselerden günü gününe haberdar olmak, medenî bir insan için, zarurî ihtiyaç halini almaktadır. Vuku bulan hadiselerin ictimâî yönlerini araştırmak ve İslâm'ın o noktadaki hükmünü tesbite çalışmak, insânî bir vazife olmaktadır. İleriyi gören her insan, toplumu ilgilendiren meseleleri tefekkür süzgecinden geçirmeyi arzu etmekte ve "nemelâzım" diyerek kendini bu mükellefiyetten vâreste sayamamaktadır. Bu arzuyu süratle tahakkuk safhasına çıkaran vasıtaların başında "gazete"nin geldiği açıkça bilinen bir gerçektir.Bir gazetenin menfi yöndeki tahrip etme gücü ne kadar yüksek ve çabuk ise, tamir etme imkânı da aynı ölçüde süratli ve yaygındır. Hâdiselerin müsbet ve menfî yönlerinin ele alınması, tez ile antitezin mukayesesi ve sentezinin yapılması, bir meselenin ilim pertevinden tedkik ve tenkid edilmesi önce gazete sütunlarında ele alınmaktadır. Bu yönde faydalı hizmet gören bir gazete, adetâ "Mefkûre mektebi" haline gelmiş bulunmaktadır. Kişi kendi düşüncelerini orada neşredilen makaleler ile kıyaslar, -varsa- eksik veya fazla taraflarını yakalamaya çalışır, onları tavzih ve tenkid eder. Şayet kendi düşünce tarzında yanlış bir taraf varsa onu da düzeltmiş olur.
Gazetenin bu yönleri dikkate alındığı zaman, her yaşta ve başta birçok insana yaptığı hizmet daha açık anlaşılmış olur.
 


 Gazetenin toplum hayatındaki önemi:

  • Toplumların aydınlanmasında, reaksiyon göstermesinde gazetenin önemli bir rolü vardır. 
  • İnsanların haber alma ihtiyacını karşılar.  
  • Her türlü yenilik, değişimin topluma ulaşmasını sağlar.
  •  Kamusal görevlerin tam anlamıyla ve gerçeğe uygun yerine getirilmesini sağlar. 
  • Görüşlerin yayılmasını sağlar. 
  • Toplumun bilmesi gereken olaylar, durumlar halktan gizlenmez, gazete bu açıklığı sağlar  Toplumu iç ve dış olaylar hakkında bilgilendirir, bilinçlendirir.
  • Toplumun çıkarlarına ters düşecek işler yapanlar teşhir edilir.   
  • Adaletin sağlanmasına katkıda bulunur. 
  •  Kamuoyu oluşturur. 
  • Dil birliği sağlar.

17 Mart 2017 Cuma

sevgili




Sevgili

İlk önce kendimize şu soruları sorup sohbetimize başlayalım.
İnsanın neden sevgilisi olur?  
Sevgili ne işe yarar? 
Bana ne faydası var?
Dinimizce uygunmu ne gibi cezaları var?

Şimdi içinizden diyorsunuz senin hiç sevgilin olmadımı diye evet oldu  malesef 1 1.5 yıl sevgilim vardı ama bana zarar vermekten başka bir şey olmadı .
Bir insan sevgilisinin olmasını tabiki ister dertleşecek onu sevdiğini söyleyecek her zaman arkanda durabilecek birisinin olmasını ister.Bunda kötü bir şey yok ama  bu hayallerimiz gibi olmaz ilk başlarda çok iyidir ama 3 4 at sonra sevgi kalmıyor helede benim gibi 1 1.5 yıl gibi olursa kavgadan başka hiçbir şey değil. Sen sevgiline her şeyini feda edersin oda sana ama gün gelir bir haraket bir söz bütün emeklerinizi hayallerinizi haytınızı kalbinizi her şeyinizi yıkıp siler bu ne acı bir durum birde bu hataya defalarca düşüyoruz ne kadar saçma değilmi.Şimdi klasik ama etkili lafı söyleyelim eğer bir erkek isen senin annene kız kardeşine teyzene halana kız kuzenlerini yapılmasını istermisin?  Eğer kız isen senin baba erkek kardeşine amcana dayına böyle şeyler yapmalarını istermisini?

Dinimizce o sevgilin sana haram onun elini tutmak sarılman öpmen beraber fotoğraf çekilip sosyal meydana paylaşman her şeyi haram kılındı ve sen bile bile bunu defalarca yapıyorsun ALLAH bunun hesabını sormazmı? GElecekteki eşine ihanet ettiğini biliyormusun ? Her kesin 8 10 tane sevgilisi var ama evlenme zamanı geldiği zaman ben namuslu eş istiyorum diyor ee nasıl olacak sen 8 10 tane sevgili yap sonra namuslu kız istiyorum de ne kadar kolay değilmi 2 dakikalık zevk için ebedi hayatımızı mafediyoruz sevgilinle geçirdiğin zamanda okunan ezanı duymamızlıktan gelip namaz kılmıyoruz ALLAHa döneceğimizi bildiğimiiz halde hele daha haramda gözümüz var yazık bize .Peygamber efendimiz dinimiz ebediyen kalsın her kese ulaşsın ve ALLAHa kulluk edebilmemiz için aç yattı taşlandı kovuldu hakarete küfre maruz kaldı ama yılmadı ALLAHa kulluk etti ama biz sevgilimiz arkadaşımızla konuşup gezip eğlenmek için ALLAHa ibadet etmiyoruzyazık bize...
Bizim tek sevgilimiz aşkımız haytımız Kuran-ı Kerim ALLAH ve sevgili peygamberimiz Hazreti Muhammed sallahu aleyhi vessellem dir bunu unutnayın.

El fatiha
1- Bismillahirrahmânirrahîm. 
2- Elhamdü lillâhi rabbil'alemin 
3- Errahmânir'rahim 
4- Mâliki yevmiddin 
5- İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în 
6- İhdinessırâtel müstakîm 
7- Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn

Fatiha Sûresinin Anlamı (Manası)
« Hamd, âlemlerin Rabbi, merhametli olan, merhamet eden ve Din Günü’nün sahibi olan Allah’a mahsustur. (Allahım!)
Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, nimete erdirdiğin kimselerin, gazaba uğramayanların, sapmayanların yoluna eriştir. »

13 Mart 2017 Pazartesi

Deneme örneği




Deneme örneği

Eğitimde simdiden eskiye cok değişim oldu basli basina kilik kiyafette ve ogrencilerin tutum ve davranışlarında en basit ogrenciler okula telefon getirmezken şimdi üniversite ortami gibi  öğretmenin yaninda ve ogretmenle diyologta iken rahatlikla telefonla oynayip sosyal alemde gezebiliyor. Öğrencilerin okulda kurallara uyması ve öğretmenlerine  saygili olmasi gerekir. Bu olgu ögrencilerinmi sorunu yoksa ögretmenlerinmi yoksa da aile nin suçumu  bunu düşünerek haraket edelim ve o öğretmenin  yerine kendinizi koyun.

8 Mart 2017 Çarşamba

suç ve ceza özeti




Suç ve Ceza 


Kısa özet:
    Rodya Romanoviç Raskolnikov yoksul bir gençtir; Petesburg Üniversitesi'ndeki hukuk öğrenimini yarıda bırakır. Aklı Batı'dan gelen siyasi ve felsefi düşüncelerle karmakarışıktır. Nefret edilen, kötü bir tefeciyi öldürecektir. Böylece finansal problemlerini çözerken aynı zamanda dünya kötü, değersiz bir parazitten temizlenecektir. Raskolnikov, daha yüksek bir amaca hizmet eden bir cinayetin kabul edilebilir olduğuna inanır.
 Bir sürü hesap kitaptan sonra harekete geçer ve kadının evine giderek onu baltayla vahşice öldürür. O anda, Alonya ile birlikte yaşayan ve kimseye bir zararı dokunmayan üvey kız kardeşi beklenmedik biçimde içeri girdiğinden, Raskolnikov onu da öldürmek zorunda kalır. Müşterilerin rehin için bıraktıkları birkaç küçük süs eşyasını alır ve kimseye görünmeden oradan ayrılır. Kimsenin kendisini görmediğini bildiği halde, Raskolnikov son derecede tedirgindir. Tedirginliği ailesi ve yakın çevresini de etkilenir. Raskolnikov'un hayatında üç kadın vardır.
Bunlardan ilki olan annesi, düşkün ve müşfik bir kadındır. Hayatındaki ikinci kadın, kız kardeşi Dounia'dır. Hayatındaki üçüncü kadın ise Marmeladov adındaki işsiz kâtibin kızı Sonia'dır. Raskolnikov onunla ara sıra buluşmuş, arkadaşlık etmiştir. Sonia'nın ailesi, babasının ayyaşlığı yüzünden çok yoksuldur. Sonia, ailesine bakmak için fahişelik yapmaya başlamıştır. Raskolnikov, öldürdüğü kadının evinden aldıklarını ve diğer delilleri saklayıncaya kadar çılgın gibidir. Ödenmemiş bir borç yüzünden karakola çağrıldığında polislerin yanında baygınlık geçirir.
 Günlerce hasta yatar. "Katilin cinayet yerine dönmesi" kuralına uygun olarak, yakalanmayı ve rahatlamayı, arınmayı isteyen genç adam, öldürdüğü tefeci kadının evine gelir. Komiserle tanışır ve davranışlarıyla dikkat çekerek soruşturmanın baş zanIısı olur. Zeki bir adam olan Komiser Porfiry Petro viç, Raskolnikov'un katil olduğunu düşünür. Raskolnikov, Sonia'ya suçunu ve aşkını itiraf eder. Sonia fahişelik yapmasına rağmen inançlı ve iyi yürekli bir kızdır. Ona acır ve suçunu polise itiraf etmesi ve bedelini ödemesi gerektiğini söyler.
 Sonunda vicdan azabı Raskolnikov'a suçunu itiraf ettirir. Sibirya'ya sürgün edilir. Sonia onun serbest kalacağı günü bekleyecektir. Raskolnikov, yine de aşırı bir pişmanlık duymamaktadır. Fakat Sonia'nın sayesinde kendini dine verebilecektir.

Uzun özet:
Dört aydır evin kirasını verememişti. Evin sahibi onu mahkemeye verecekti. Uzun müddetten beri hastalanmasına karşın yaşlı Teteri kadının evine gidebilirdi. Eski yüksüğe 1.5 Ruble veren kadın yeni getirdiği saate baktı ve “1.5 Ruble” diye konuştu. Raskonikov kabul etmek zorundaydı zira kata çıkana kadar kimseyle karşılaşmamıştı. İhtiyar kadın, kız kardeşi ile birlikte kalıyordu hanede. Çok zengin olmasına rağmen, kız kardeşi hiç kalıt bırakmayacaktı. Kız kardeşini çoğu kez döver, onun her işini izlemesi gerektiğini düşünürdü.

Raskolnikov 1.5 Rubleyi aldı ve dışarı çıkıp bir meyhaneye gitti. Marmeladov yan masada oturuyor olmasına rağmen taşınıp sohbet etmekten kendini almamıştı. Marmeladov eşini çok seviyordu ve üç çocuğunu da; fakat çok içyordu. O kadar ki ailenin geçimi için Sonya fahişelik yapmak zorunda kalmıştı. “Ne kadar fedakar bir kız bu Sonya” diye düşünmekten kendini almamıştı. Raskolnikov Marmeladov ‘un evine gittiklerinde eşi haykırışla onları yumruklamaya başladı. Hep içiyordu ve hanedeki 20 Rubleyi götürüp içkiye vermişti. Marmeladov Raskolnikov cebindeki 50 Kapik’i oraya bırakarak uzaklaştı. Haneye geldi, yorgundu. Nastasya bir mektup getirdi. Raskolnikov heyecanla okumaya başladı mektubu. Annesinden gelmişti mektup. Annesi kız kardeşi Dunya’dan söz ediyordu. Dunya, Luzhin isminde çift memurluğu olan 45 yaşındaki biriyle izdivaç edecekti. Hem Luzhin onların eşyalarıyla birlikte Petersbur’ga gelmesi için yardım edecek, gelmelerini sağlayacaktı. Annesi, 60 mil ötedeki tren yoluna gitmek için bir araba ayarladığını, trende ise 3 ncü sınıfta güzel bir yolculuk yaptıktan sonra Petersburg’a gideceklerini ve onu çok özlediğini yazıyordu.Raskolnikov “Bu evlilik olmayacak” diye düşündü. Dışarı çıktı ve birkaç saat dolaştıktan sonra yorgun düşüp bir yerde uyukladı. Kötü bir düş gördükten sonra uyandı. Haneye gitti. Saat 7’ye yaklaşıyordu. Saat uygundu. Aşağıdaki baltayı alacak kimseye gözükmeden yaşlı tefeci kadının evine gitti. İçeri girerken onu kimse görmemişti. 2 nci katta boya yapan adamlarda onu yukarıya çıkarken görmemişlerdi.

Tefeci kadının evine girdi ve ona bir kültablası uzattı. Kadın kültablasına bakarken baltayı kafasına indirmişti. Kadının ölü bedeni yerde yatıyordu. İçeri daldı ve dolaptan yalnızca rehin verilmiş, birkaç parça altını cebine aldı. İhtiyar kadının kız kardeşiyle içeride karşılaştı. Kızın şaşkın bakışları altında baltayla onu da öldürdü. Doğrusu bir kişinin toplumdaki binlerce kişinin refahı ve mutluluğu için can vermesinin bir zararı yoktu. Üstelik bu tefeci kadın çok kötü biriydi. Kapıda birkaç kişi kapıyı vuruyorlardı. Hiç haneden çıkmayan tefeci kadının, çıkacağı tutmuştu. Raskolnikov titriyor, dışarı çıkıp her şeyi itiraf etmek istiyordu ama yapmadı. Dışardakilerden biri kapının içeriden sürgülü olduğunu fark etti. İhtiyar kadına bir şey olduğunun farkına vardılar. İki kişi Kapıcıyı çağırmak için aşağı indi. Bu kaçmak için tam fırsattı, Raskolnikov kapıyı açtı, hızla merdivenlerden inmeye başladı, aşağıdan gürültü gelmeye başlayınca Raskolnikov boyacıların dairesinin kapısının arkasına saklandı ve kapıcı ile üç adam yukarı çıkınca o da dışarı çıkıp değişik bir yoldan haneye gitti. Baltayı aldığı yere bıraktı. Çok korkmuştu ve titriyordu. Aldığı mücevherleri ve değerli takıları dışarıda bir yerde gizlemeyi savsaklamadı.“2 gün geçti hala uyanmadı” diye düşünüyordu Üniversite arkadaşı Razumikin.

Doktor Zozimov hastalığı atıp kendisine geleceğini söylüyordu. Fakat Raskolnikov uyanınca arkadaşını ve doktoru isteksiz bir durumda haneden kovdu ve dışarı gidip bir bara oturdu. Daha önceki gazeteleri okurken yanına gelen bir polis memuru melenkolik ve deli bir ruh haliyle cinayetten söz edip, üstü kapalı her şeyi anlattı. Korktuğunu, endişelendiğini hiç hissettirmedi.Sonrası gün haneye geldiğinde annesi ve kız kardeşi Dünya’ nın kendisini beklediklerini gördü. Çocuğun halini gören anne şaşkınlıkla titriyordu. Onu sonrası gün bay Luzbinin geleceği müzakereye çağırırken korkmuştu. Ertesi gün bay Luzbin onları ziyaret etttiğinde, Raskolnikov haklı çıkmanın gururu ile gülüyordu. Bay Luzbin kız kardeşi çok aşağılamış, onların yoksul bir aile olduğunu değerlendirerek fazla istekte bulununca haneden kovulmuştu. Hemen hemen peşinden Raskolnikov “elveda” diyerek haneden ayrıldı. İnanamıyordum. Annesi erkek çocuğunun bu tavırla doğrusu ağlamaktan başka yapacak bir şeyleri yoktu. Raskolniksucvecezaov melenkolik halde hanesi terkederken her nasılsa arkadaşı Ramuskin’e onları emanet etmeyi de savsaklamamıştı.Bay Marmeledov’un cenazesi için evine gittiğinde Sonya’da oradaydı Sonya’ya karşı akılalmaz bir his içindeydi. Ailesi için Sonya’nın yaptığı fedekarlık onun gözlerini büyülemişti. Birkaç gün süresince Sonya’yı düşündü ve fırsat buldukça onunla konuşmaya çalışarak geçirdi zamanını.Polis memuru porifiri Raskolnikov’un (Mihailovis isminde genç biri cinayeti işlediğini itiraf etmiş olmasına karşın) cinayet işlediğini biliyor ve onun psikolojik vaziyetini bildiği için, itiraf etmesi için onu sıkıştırıyor fakat gözaltına alınmayacağını söylüyordu. Cinayeti işlediğini Sonya’ya itiraf etmişti.

 Sonya’da Raskolnikov’a “gidip teslim olmasını, yere kapanıp Allah’tan ve insanlardan özür dilemesini” istiyordu.Netice olarak Raskolnikov yüreğinin verdiği acıya dayanamayıp suçunu polise itiraf etti. 1.5 senedir Sibirya’daydı Raskolnikov. Petersburg’ a, Razumukin ve kardeşi Dunya izdivaç etmişlerdi. Mahkeme Raskolnikov’un iyi hali, parayı kullanmadığı, eski hayatında randımanlı bir üniversite öğrenimi yaptığı, fedakar kişiliği ve kendiliğinden teslim olmasından dolayı, çok az bir cezayla 8 sene kürek mahkumiyetine çarptırıldı. Raskolnikov’u Sonya her gün ziyaret ediyordu. Sibirya da ailesi ile daimi mektuplaşan Sonya, Ramuzkin ve Dunya’nın tek haber kaynağıydı. Raskolnikov,Sonya’nın sevgisi ile hayata bağlandı ve geleceğin tasarılarını birlikte hayal etmeye başladılar.

Eser Hakkında: 1866′da yayınlanan ve Dünya klasikleri arasında yer alan Dostoyevski‘nin Suç ve Ceza adlı romanı sosyal fenalıkların sebeplerini ortaya koyar ve fe­nalıkları yapanların cezalarını çekmesi gerektiğini anlatır. Pek çok bakımdan bir şaheser niteliğindedir.

Kitabın Ana Fikri: İnsan yaptığı hataların, işlediği suçların cezasına ne olursa olsun ona katlanmalı, ona göre cezasını çekmelidirler. Bazen de alacağımız ceza tahminimizden de az olabilir. Ama ne olursa olsun işlediğimiz suçların ve hataların sorumluluğunu almak gerekir.

Suç ve Ceza Kahramanları (Kişileri):
Rodya: Romanın başkahramanıdır. Devamlı bir geçim kaynağı olmayan, Petesburg Üniversitesi’ndeki hukuk tahsili­ni de yarıda bırakan bir kişidir. Kendisini herkesten üstün görür. Aynı zamanda cömert, fazla heyecanlı, hisli, içinde çatışmalar yaşayan bir kişidir.

Pulcheia Alexandrovna Raskolnikov: Rodion’un an-nesidir. Kocasının az miktardaki emekli maaşıyla geçinen dul bir kadındır.

Dünya: Rodion’un kız kardeşidir. Luzhin’le nişanlıdır. Zeki, neşeli bir kızdır.

 Pctroviç Luzhin: Kendi gayretiyle yetişmiş, gururlu bir kişidir. Yüksek bir memurdur. Dounia ile nişanlıdır.

 Sonya: Fakir bir ailenin ahlaklı, karekterli, dindar kızıdır. Şartlar onu düşük bir kadın yapar.

 Arkadiy Ivanoviç Svidrîgailov: Dunya’nın patronu­dur. Riyakâr, hırslı, arzularının esiri olan menfi bir adamdır.

 Maria Petravno Svidrigailov: Arkadiy’in ölen eşidir. Dimitri: İşsiz kalmış, ayyaş, mazoşist bir memurdur.

 Alyona Ivanovna: Yaşlı, tefeci bir kadındır.

Kitabın Yazarı: Dostoyevski

Yayınlandığı Yıl: 1866

 Sayfa Sayısı: 687

sultan ahmet camii






Sultan Ahmet Camii

Bugün sizlere sultan Ahmet camii den bahsedeceğim. Sultan Ahmet camii 1609-1617 yılları arasında OSAMANLI Padişahı 1inci Ahmet tarafından tarihi yarımadada Sedefkar Mehmed ağa'ya yaptımıştır.
Cami mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de yine mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca "Mavi Camii (Blue Mosque)" olarak adlandırılır.

 Ayasofya'nın 1935 yılında camiden müzeye dönüştürülmesiyle, İstanbul'un ana camii konumuna ulaşmıştır. Aslında Sultanahmet Camii külliyesiyle birlikte, İstanbul’daki en büyük ekslerinden biridir. Bu külliye bir cami, medreseler, hünkar kasrı, arasta, dükkânlar, hamam, çeşme, sebiller, türbe, darüşşifa, sıbyan mektebi, imarethane ve kiralık odalardan oluşmaktadır. Bu yapıların bir kısmı günümüze ulaşamamıştır. 



Yapının mimari ve sanatsal açıdan dikkate sayan en önemli yanı, 20.000'i aşkın İznik çinisiyle bezenmesidir. Bu çinilerin süslemelerinde sarı ve mavi tonlardaki geleneksel bitki motifleri kullanılmış, yapıyı sadece bir ibadethane olmaktan öteye taşımıştır.

 Caminin ibadethane bölümü 64 x 72 metre boyutlarındadır. 43 metre yüksekliğindeki merkezi kubbesinin çapı 23,5 metredir. Caminin içi 200'den fazla renkli cam ile aydınlatılmıştır. Yazıları Diyerbakırlı Seyyid Kasım Gubarî tarafından yazılmıştır. Çevresindeki yapılarla birlikte bir külliye oluşturur ve Sultanahmet, Türkiye'nin altı minareli ilk camiidir.

gezi yazısı



Kırıkkale'ye Giderken


Ankara kalesi, telsiz direkleri ve bir tünel. Yarım dakika karanlık. Ankara geride kaldı. Bu yol, bütün bozkırı geçer, Karadeniz'e dek ulaşır.
İsmet Paşa yıllardır fikir döktü, ray döşedi. şimdi ben, bu ray üstünden fikir taşıyan kültür savaşının zırhlı trenine yetişmek için kilometrelerin sekişini sayıyorum. Tren yolunda. Gezici eğitim sergisi Kırıkkale istasyonunda.
Tren yolunda dediğim zaman dudaklarımızda yabansı bir kıvrıntı seziyor gibiyim. Sezmeye de gerek yok gerçekten:"Tren yolunda da laf mı a canım." diyebilirsiniz.
Eğer siz, bir zamanlar Yahşıhan'a dek böyle gidip gelen eski tren bozuntusunu anımsarsınız hiç de böyle düşünmezsiniz. Hele benim gibi Yahşıhan yolunda tuhaflıklara tanık olmuşsanız.
Size, istasyonların kimi bodurumsu, kimi kavaklar gibi birbirlerinin sırtından sırıtan uzun dallı ağaçlarından, çeşmelerinden, bayrak direklerinden, makaslarından, telgraf direklerine tünemiş güvercinlerinden, yol kenarında doygun doygun treni seyreden öküzlerden, özgür ve neşeli sıpalardan söz edeceğimize bizim orta Anadolu'ya kültür ve yeninin aşkını taşıyan trene rast gelinceye dek bugünkü güzel trenin yerindeki o eski tren ve ray bozuntusundan söz edeyim, her halde canınız sıkılmaz. Yıl 1921, İnönü ile Sakarya savaşının araları. Ankara'dan Kayseri'ye doğru bir akın var. Kağnı, kağnı, kağnı Yollardan, dağlardan, taşlardan gıcırtıdan geçilmiyor.
Mumyalanmış bir eşeğe benzeyen cılız, sanki tenekeden yapılma bir lokomotif, ince, uzun hörgücünü kaldırmış, bitkin develeri anımsatan vagonlar da bunların arasında Kayseri yolunu tutuyor. Her nedense o zaman burada işleyen dekovilde, sudan geçmeyen hayvanın inadına benzer bir inat vardı. Zaman zaman tutarağı tutardı. Bakarsınız, tıpış t ıpış giderken birdenbire zınk yerinde sayar. Bir ses duyulur:
"Lokomotifin suyu tükendi. Allah'ını seven su getirsin!."
Kovalarla, ibriklerle, testilerle bir sürü halk su aramaya çıkar, su bulunmayan bir yerde ise herkes mataralarındaki, testilerindeki, teneke ya da toprak ibriklerindeki suları lokomotife boşaltırlar. Mübarek, yürümeye başlar. Ama yürüyüş de ne yürüyüş!.
Trenin üstünde pinekleyen ihtiyarlar, kimi zaman şöyle konuşurlardı:
"Tren giderken indim, aptes bozdum, elimi yudum, trene bindim."
"Abdest tazeledim, yine geldim, yetiştim."
Yokuş bir yere gelindi mi bir ses yükselirdi:
"Allah'ını seven vagonları ardından itsin!"

Yüzlerce adam trenden iner, trenin durduğunu gören köylüler de gelir. Helesa yelesa ile treni yürütürlerdi. Trenin kömürü tükenip yöreden çalı çırpı topladığımızı da ben bilirim. Bunları söylerken sadece bir anıyı anlatıyorum. Dün süngüsünü tüfeğine çaputla bağlayıp düşmana saldıran bir ulusun o günü böyle geçerdi.
Şimdi İsmet Paşa'nın döşediği raylar üstünde fikir gibi hızlı, düzenli ve rahat trenle Kırıkkale'ye yaklaşıyoruz.
Makinenin, tekniğin dokunduğu yer, çölün ortasında bile olsa yepyeni bir uygarlığı f ışkırtıveriyor. Kırıkkale işte böyle bozkırın ortasında baca, fabrika, asfalt, geometri, boyalı ev, sağlam tavan, iş gömleği giyen alın terli insan demektir. Kırıkkale bana, kopmuş bir film parçasının sarı bakkal kâğıdına yapıştırılması etkisini yaptı. Kırıkkale, başlı başına minnacık bir fabrika yuvasıdır. Sağı solu, önü arkası bozkırdır.
İstasyon kalabalık. Siyahlar giyinmiş öğretmenler, iş gömlekli işçiler, ustalar, mühendisler, bereli kadınlar, irili ufaklı çocuklar vagonların çevresinde toplanıyorlar.

7 Mart 2017 Salı

web sitesi yapılırken nelere dikkat edilmeli




Web sitesi yapılırken nelere dikkat edilmeli

    Bir web sitesi yapacaksanız ilk olarak konuyu belirleyin konun güncel sade ve akılda kalmalı.
Sonradan sıkıntı yaşamamak için bir deftere yapacağınız web sayfasını çizin ve nerde ne olacağını yazın.Biliyoruzki web sitesine girdiğimiz zaman ilk olarak dizayn gözümüze çarpar. Dizaynınız iyi olursa diğer unsurlarda çalışır.Şimdi size en çok dizayn hatalarını anlatacağım.

1) Tarayıcı uyumluluğu: Yapacağınız site bütün tarayıcılara (google yandex internet explorer gibi) uyumlu olmalı yoksa göze kötü gelir ve siteniz popüler olmaz.



2)Giriş sayfası: Yapacağınız sayfanın girişi kötü olursa bütün emekleriniz boşa gidebilir. Giriş sayfası renkli ama uyumlu renlerle yazı tipinin resimlerin birbiriyle uyumlu olmasına özen gösterin.

3)İletişim bilgileri:İletişim bilgileri her zaman göz önünde olmalı fakat sitenizede engel olmasına izin vermeyin ziyaretçilerinin ilrtişim bilgilerini arayacak vakti olmayacaktır.

4) Gereksiz reklamlar:İnternet sitelerinin en büyük sorunlarından birisi gereksiz reklamlar çok zafla reklemdan mümkünse reklamlardan kaçınının.

5)Yazı fontu:Sitenizin tasarımı ve arka plan rengi ile uyumlu ve okunaklı yazı fontu seçmeye dikkat edeiniz.

6)Resim kalitesi:İnternet sitenizdeki en sıkıcı olaydan biriside resim kalitesi. Resmin kalitesi ne çok olacak nede kötü eğer çok  kaliteli olursa siteniz geç açılır , kalitesiz olursa sayfanızın kalitesi bozulur seçim sizin.

   Şimdi de ziyaretçilerinin sizin web sitenizden beklentilerini görelim.
Kullanıcıların web sitenizden beklediği içeriği sunun
Temiz ve kolay ulaşım sağlayın
Temiz ve stabil tasarım kullanın
Ferahlığa önem verin
Değişik ekran çözünürlüklerini hesaba katın
Web tarayıcılarının sizin web sitenizi ne kadar desteklediğinden emin olun
Temiz etiketleme sistemi kullanın
Optimizasyon ve yükleme sürelerine dikkat edin
Hizalamalara dikkat edin Sosyal medya ekleyin
Ziyaretçileriniz ile iletişim sağlayın. Hızlı yüklenme, açılma.